-
1 فيض
فَيْض1. buncaAnlamı: epey, çok2. seyelanAnlamı: akma, akıntı3. taşkınlıkAnlamı: taşkın olma durumu4. kalıntıAnlamı: artıp kalan şey5. mebzulAnlamı: bol, çok6. taşkınAnlamı: taşmış durumda olan7. çoklukAnlamı: sayı olarak çok olma, kesret8. zâitAnlamı: çoğaltan, artıran9. galebeAnlamı: üstünlük, çokluk10. bollukAnlamı: bol olma durumu -
2 taşkınlık
-
3 تدفق
Iتَدَفَّقَ1. taşkınlıkAnlamı: taşkın olma durumu2. gelmekAnlamı: akmak, cereyan etmek3. dökülmekAnlamı: dökmek işi yapılmakIIتَدَفُّق1. coşku2. indifaAnlamı: püskürtme3. püskürtmeAnlamı: püskürtmek işi4. galebeAnlamı: üstünlük, çokluk -
4 سيل
سَيْل1. seyelanAnlamı: akma, akıntı2. debiAnlamı: bir akar suyu herhangi bir kesiminden saniyede geçen suyun hacmi, akım3. selAnlamı: taşkın su4. akıntı5. akımAnlamı: akmak ışı, hava su gibi akışkan maddelerin veya elektrik yüklerinin belli bir yönde akışı, cereyan6. cereyanAnlamı: bir yöne doğru akma, akıntı7. bollukAnlamı: bol olma durumu
См. также в других словарях:
taşkınlık — is., ğı Taşkın olma durumu veya taşkınca davranış Başkalarını dertleriyle üzmekten, taşkınlıklarıyla rahatsız etmekten kaçınır. N. Cumalı … Çağatay Osmanlı Sözlük